26 Nisan 2016 Salı

Leyliye


Yalnız sâkit bir elhân... Ooh, hayâl-perverde
ihtizâz ediyor gibidir gürîhte bir âb-ı bârân;
bu mevce kapılır, haylaz, kaçarım hâbımdan.

Bak, aheng-i girye-feşân karşısında bir perde
uçuşmak istiyor gibi bâd-i bükâ ile sallanır;
zarar yok, o, bu levhâyı ne vakit görse tanır…

Masanın üzerinde, bakınız, bir iki eski risâle;
yanındaki sünbüller boyun eğmiş, solgun,
gelmez can vermek elinden kalb-i mazlûmun.

Böylece bakarım karşımdaki rûh-i tağdîle,
perdenin ardında râkid, bembeyâz bir deniz,
âgûşumda bir bebekmiş gibi sallanır, sessiz.

Âh, ey şikeste hayât! Ey, kalb-i elem-perverim!
Bırak saçlarınla sallansın, sallansın gene rüzgâr,
mâssetsin sûretini semâdan sızan yağmurlar!

Rûh-i perestişkârânem! Bak, artıyor kederim
temâşâ etdikçe kalbimdeki makber-i meyli,
böyle geçmekde, -yazık!- ömrümün her leyli!..

Peki mutmain mi vicdânın, ey, leyl-i serâir?
Yine dağılacak, süslenip sabâh olacaksın,
sen gitdikçe, âh, bu rûhu hangi emel sarsın?..

Bir semâ ki, hasret-i mâhımla mütegayyir...
İşte sabâh oluyor, karşımda o deryâ-ı sükûn;
mehtâb-ı zî-huzûr, sen niçin gülümsüyorsun?..

Frédéric François Chopin - 24 Préludes, Op. 28: No.15 in D Flat Major


26, IV, 2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder