«Köhne, kadîm, ahmak» dediniz,
biz ona «şiʿr-i hakk» diyoruz;
biz ona «hür yaşamak» diyoruz.
mâdem öyle, şimdi dinleyiniz:
biz ona «şiʿr-i hakk» diyoruz;
biz ona «hür yaşamak» diyoruz.
mâdem öyle, şimdi dinleyiniz:
Üç buçuk!.. Şu kadîd
şey için
hâbımı, şevkimi harâb ediyorum.
«Yaz!» diyor da şitâb ediyorum,
ve kayboluyor bu sükût-u tanîn.
hâbımı, şevkimi harâb ediyorum.
«Yaz!» diyor da şitâb ediyorum,
ve kayboluyor bu sükût-u tanîn.
Sırf şu münfaʿil, kırgın elem-i hiss
şâd olsun!.. Hâlimi bî-tâb ediyorum.
Kar’im duvarlara hitâb ediyorum.
Fakat mütehassis:
şâd olsun!.. Hâlimi bî-tâb ediyorum.
Kar’im duvarlara hitâb ediyorum.
Fakat mütehassis:
«Bir gün güneş
açacak» diyoruz,
«huzûr bundadır ancak» diyoruz.
«huzûr bundadır ancak» diyoruz.
Eski Şeyler
4, IX, 2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder