7 Şubat 2016 Pazar

Tevhîd

Ey, rabb-i mümkînât! Her şeyin yaratıcısı, yoktan vār eden, ulvî vâhib-ül-âmâl! 
Gönüller vardır aşkınla şeydâ; rûhlar vardır, bulur sevdânla iğtilā...

Ama şu var: Sadâ yalnız ses değil.
Daha evvel ben miydim müntehil?

Yâ Rabbî! Ey, hâkîkat-i mükellef! Lâleler, güller, sümbüller hep senin eserindir.
Kulların vardır bî-hudûd eserinde -ki onlar- ile'l-ebed senin esîrindir


Allāhım! Ben ki hep senin meczûbunum.
Affet! Tüm günâhlarımdan mahcûbunum.

Ey, eşsiz, emsâlsiz saadetim! Şevk-i behâr, hâr-ı sayf, serd-i şitâ, hüzn-i hazân...
Adını anar, sende seni ararım bıkmadan. Lâkin -efsûs ki- zaman zaman:

Gaflet ederim ve her şey pür-sükûn olur;
senden geçsem hayâtım ser-nigûn olur!

İlâhî! Bir sen varsın benin ötesinde, sen varsın zâtımın kalb-i şiftesinde!
Ey, âlemlerin sonsuzluğa yansıyan sesi! Sensin, sen, rûhumun mâ'kesi!

Ben ki zâtınla olmuşdum şûhperver,
fî'l hakîka varlığın yoktan birer birer
mübeccel, güzel hârîkalar vār eder.
Sana varmak... İşte, bu mukadder!

Hallâk-ı lâ-yemûd! Yalnız seni yâd ederim kalb-i nâle-meşhûnumda;
nişânesidir şu hep gördüğün katre-i lerzedârım kalb-i meftûnumda.

Ben hep senin aşkından hodkâmım.
Ye'sim yok! Fakat niçin bu ahzânım?
Mâzîde kaldı artık tüm o bednâmım,
bak, senden vücûd buldu ilhâmım!

Al şu garîbân-ı bî-tâbı nûrlarla muntazır cinânına, biraz huzur bulsun. 


                                          Mezârımda bir hat, budur kâfî:
                                             «HÜV-E'L BÂKλ
                                         fezâyse rûhumun âşiyânesidir,
                                         ki cebhe-i hüznüm
nişânesidir.

Ey, lâ-şerîke-leh Allāhım! Bak, şimdi susmak bilmiyor lisân ü vicdânım!

Ey, ey, âlemleri aydınlatan Allāhım!..
Al beni, dinsin, bitsin şu «eyvāh»ım!

7, II , 2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder