4 Şubat 2016 Perşembe

Sen ve Deniz

Biz hep simsiyâh... Bütün şu deniz,
ardımızda pür-cüşân çalkalanıyor.
Ben âlâm içinde... Sanki teknesiz.

Tüm deniz ─ âguş-ı bîhudûd Bosfor,
sanki ister hayâta bir tesellî olmak,
bir alçalır, bir yükselir ki mosmor.

Ben bunu gördükçe isterim solmak
şu dalgaların yırtılan hırçın bâlinde.
Niçin hâlâ gülümser, sönmez âfak?

Lâkin bir iştiyâk isterim hayâlinde,
deryâya bak... Bu tahassür sürsün.
Ne güzelsin sen hazân leyâlinde!

Mûnis, bir emel gibi mûnis, hürsün;
deniz ve sen, sebebi hep ıztırâbımın,
gözlerinle ama ne şûh görünürsün!

Siz işte, nedeni hicrân-ı şebâbımın.
Fakat ne zillet! Sen mâh-perversin!
Ama yine sebebisin kaçan hâbımın.

Fakat yine sen, yine sen! Hissimin
bende medârı, âh; mesâr ü medârı...
Beni sarar sımsıkı senin rûh-enîsin.

Bir dîl ki bende, senden yanar nârı,
bir his ki bende, senden bilir bahârı!

4, II, 2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder